27 Ağustos 2010 Cuma

Açılma Rehberi

Alıştığın bir düşünce sistemini terketmek kolay değil,var olan mantık sisteminin yerine yenisini koymak(hem de hiç gerek yokken) zor geliyor;çünkü gercekten zaman ve efor harcanması lazım bu uğurda.Heteroseksüel arkadaşlarıma karşı ikiyüzlülüğü terketmeye karar verdiğimde aklımda asla unutmamam gereken şeyler olarak kodlamıştım bunları.
Madem benim için bir efor harcayacaklar buna nasıl itebilirim onları diye düşündüm bir müddet,almak istediğin yanıtı çoğu zaman kendi tepkilerinle belirliyorsun.Cinsel yönelimimi insanlara sunuş tarzım onlardan alabileceğim onay üzerinde çokca etkili olacaktı,bunu red yada kabul edilebilir bir seçenek olarak insanların önlerine sunmaktansa,karar mekanizmalarını kısmen ortadan kaldıracak bir yöntem düşünmeliydim,onları onlara açılmam konusunda hazırlıksız yakalamalıydım,ki bunun için en uygun yol ilk basamakta konuyu mümkün olduğunca önemsizleştirip rastgele bir sohbet içinde dillendirmekten geçiyordu,bana göre bunun şöyle bir avantajı var,o denli doğal bir şekilde sunuyorsunuz ki karşınızdaki insana,hazırlıksız olduğu,muhtemelen daha once bu konuya çokca kafa yormadığı için sizin doğallınız durumu önemsizleştirip üstünde konuşulmayacak hale getiriyor ve kişi o konuyu daha sonra düşünmek için rafa kaldırıyor.Bu aşamada doğallığın yanında karşı tarafın hassasiyetlerine göre provake edici de olmaya çalışıyorum düşünceyi raftan geri aldığında önyargıları hücum edebilsin diye bu son derece önemli.
Böylece kişinin kafasına bir tohum ekip onu istediği gibi büyütmesine izin vermiş oluyorsunuz.İkinci bir araya gelişinizde iste ortaya karşı tarafın empatisini kazanmak adına mağduriyetler giriyor.Kişinin görüşmediğiniz müddet boyunca serpilip büyüttüğü önyargılarını yıkma noktanız işte burası.


Toparlayıp sonra devam edeceğim

24 Ekim 2009 Cumartesi

Cumartesi gecesi sineması;Ma vie en rose



Alain Berliner'in "En İyi Yabancı Film" kategorisinde altın küre alan filmi Pembe Hayat, erkek bedeninde doğmuş bir kızı anlatıyor. Ludovic kızlar gibi giyinen ve o şekilde davranan ufak bir erkek çocuğudur. Okul arkadaşı Jerome ile evlenme hayalleri kuran Ludovic'in ailesi önceleri bu tutumun geçici bir çocukluk hayali olduğunu düşünür. Fakat iki çocuk evlenmiş gibi davranmaya başlayınca aileler, öğretmenler, komşular, hemen herkes tedirgin olur ve Ludovic'in fikrini değiştirmeye çalışırlar. Ludovic ise bir gün bir mucize gerçekleşeceğini ve bir kız olacağına gönülden inanmaktadır

Linkler 200 mb lık rapidshare linkleridir.

http://rapidshare.com/files/293110881/My_Life_in_Pink.part1.rar
http://rapidshare.com/files/293232421/My_Life_in_Pink.part2.rar
http://rapidshare.com/files/293313468/My_Life_in_Pink.part3.rar
http://rapidshare.com/files/293363920/My_Life_in_Pink.part4.rar
http://rapidshare.com/files/293391326/My_Life_in_Pink.part5.rar


İyi seyirler

3 Ekim 2009 Cumartesi

Töresi olmayan aşk


Radikal Cumartesi Ahmet Yıldız'ı kapağa taşımış,ilk eşcinsel töre cinayeti kurbanı Ahmet Yıldız,hastasın demiş ailesi iyileşmezsen öleceksin,ne de başarılıyız kendi hastalıklarımızı başkalarına yansıtmakta,duygusal şantaj yapmış ailesi ilk önce,annesi kilo vermiş sebebi Ahmet olmuş,kardeşi kötü not almış sebebi Ahmet olmuş,babası...ahmet...sevgilisinin yerinde olduğumu düşünüyorum,bu kadar acı fazla geliyor yapamıyorum,sevgilisinin yaptıklarını görüyorum hayran kalıyorum...
Gün bitmeden alın okuyun...

28 Eylül 2009 Pazartesi

Stayin' alive


Google Chrome sağolsun bloğuma artık tekrar giriş yapabiliyorum:D

4 Mayıs 2009 Pazartesi

Her şey teşvik edilebilir ama LGBTT olmak asla

Hatırlarsanız Lambdaistanbul LGBTT (Lezbiyen, Gey, Biseksüel, Travesti, Transseksüel) Dayanışma Derneği hakkında Mayıs 2008’de verilen kapatma kararını Yargıtay bozmuş, derneğin şu anda yasalara aykırı olmadığını, “eşcinselliği teşvik ettiği” takdirde kapatılabileceğini belirtmişti.

Günümüzde, cinsel yönelim ve cinsel kimliğinin kişisel bir tercih olmadığı,bir yandan çok sayıda genetik faktörün,diğer yandan doğum öncesi ve sonrasında karşılaşılan metabolik etkenlerin (örneğin hormonların) bir bileşkesi olduğu,bu nedenle basit Mendel kurallarına uymadan bir kuşaktan diğerine aktarıldığı kabul ediliyor.Kısacası 10 yıl önce sanıldığı gibi tek bir "gey geni" yok.(Mustanski,2005)

Sevil Atasoy'un Hürriyet'teki yazısının devamı için burdan...

1 Mayıs 2009 Cuma

1 Mayıs İşçi Bayramı Tarihçesi



Peki Türkiye'de ilk kez 1923'te resmî olarak kutlanmış olan,2008 Nisan'ında "Emek ve Dayanışma Günü" olarak kutlanması kararlaştırılan ve 22 Nisan 2009 tarihinde TBMM'de kabul edilen yasa ile resmi tatil ilan edilen 1 Mayıs nedir?

1 Mayıs 1886'da Amerika İşçi Sendikaları Konfederasyonu önderliğinde işçiler günde 12 saat, haftada 6 gün olan çalışma takvimine karşı, günlük 8 saatlik çalışma talebiyle iş bıraktılar. Chicago(Şikago)'da yapılan gösterilere yarım milyon işçi katıldı. Luizvil'de (Kentaki) 6 binden fazla siyah ve beyaz işçi, birlikte yürüdü. O dönemde Luizvil'deki parklar, siyahlara kapalıydı. İşçiler, sokaklarda yürüdükten sonra hep birlikte Ulusal Park'a girdi.

Bu gösteriler 1 Mayıs'ı izleyen günlerde tüm harareti ile devam etti ve 4 Mayıs'ta kanlı Haymarket Olayı'na yol açtı.

Uygulanan yasal baskılarla bu gösterinin tekrarlanması engellendi. 1889`da toplanan İkinci Enternasyonal'de Fransız bir işçi temsilcisinin önerisiyle 1 Mayıs gününün tüm dünyada "Birlik, mücadele ve dayanışma günü " olarak kutlanmasına karar verildi.İkinci gösteri 1890 yılında yapılabildi.Ve böylece bir gelenek kazandı.

kaynak

30 Nisan 2009 Perşembe

Bugün güzel birgün!




Lambdaistanbul'un kapatılmasıyla ilgili iki yılı aşkın süredir devam eden hukuki süreç bugün Beyoğlu 3. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde görülen duruşmada sonuçlandı.

Derneğin avukatı Fırat Söyle'nin bianet'e verdiği bilgiye göre yerel mahkeme Yargıtay'ın örgütlenme özgürlüğüne dayanarak kapatılmaması yönündeki kararını onadı.

Söyle, "Kararın Türkiyeli lezbiyen, gey, biseksüel, travesti ve transseksüellerin (LGBTT) sürdürdüğü mücadelenin sonucu olduğunu" söyledi.


*kaynak1

*kaynak2

27 Nisan 2009 Pazartesi

Homofobiye Karşı Buluşuyoruz!



1 Mayıs’tan 17 Mayıs’a, altı şehirde, homofobi ve transfobiye karşı buluşuyoruz.

IV. Uluslararası Homofobi Karşıtı Buluşma,
bu yıl, 1 Mayıs Yürüyüşü ile Ankara’da başlıyor;
17 Mayıs Homofobiye Karşı Yürüyüş ile yine Ankara’da tamamlanıyor.

Bu tarihlerde Ankara ile birlikte Buluşma’yı, İzmir, Eskişehir, Van, Diyarbakır ve İstanbul’a da taşıyoruz.


Kaos Gey-Lezbiyen Kültürel Araştırmalar ve Dayanışma Derneği, üç yıldır, 17 Mayıs haftasında, Türkiye’nin başkenti Ankara’da, Uluslararası Homofobi Karşıtı Buluşmayı organize ediyor.

Homofobi Karşıtı Buluşma, 2006 yılında ilk kez, dört günlük bir salon etkinliği olarak yapıldı. 2007 yılında ise merkez etkinliklere, başkentin üç büyük üniversitesinde yapılan “Homofobiye Karşı Kampüs Buluşmaları” eklendi.

4. Buluşmaya az kaldı!

2009 Buluşması ise 17 Mayıs haftasını ve Ankara yerelini aşıyor.
Bu yıl Buluşma, özgürlüğün bayramı 1 Mayıs yürüyüşünden başlıyor ve 17 Mayıs Homofobiye Karşı Yürüyüşe kadar devam ediyor. Ankara ile birlikte İzmir, İstanbul, Eskişehir, Diyarbakır ve Van’da da Homofobiye Karşı Buluşuyoruz!

17 Mayıs!

Dünya Sağlık Örgütünün, eşcinselliği, hastalıklar listesinden çıkardığı güne işaret eden 17 Mayıs Uluslararası Homofobi Karşıtlığı Günü, cinsiyet kimliği veya cinsel yönelimlerle ilgili tüm fiziksel, ahlaki veya sembolik şiddetlere karşı eylem ve karşı durma günüdür. İnsanların eşitliği için mücadele eden tüm girişimlere ilham ve destek vererek, hepsiyle koordinasyon içinde olmayı amaçlar.



Ayrımcılığa karşı!

Kaos GL Derneği on yılı aşkın bir süredir ayrımcılığa karşı lezbiyen, gey, biseksüel, trans (LGBT) bireylerin insan haklarının geliştirilmesi yönünde sosyal, kültürel ve akademik alanlarda etkinlikler düzenliyor.

Homofobi Karşıtı Buluşma’da, çeşitli sosyal, politik, kültürel ve akademik alanlarda LGBT bireylere yönelik homofobik ve transfobik tutum ve davranışlar ile maruz kalınan ayrımcılık yurtiçinden ve yurtdışından uzmanların, yazarların, sanatçıların, akademisyenlerin, politikacı ve gazetecilerin katılımıyla ele alınıyor.

LGBT bireylerin, hayatın her alanında homofobik tutum ve davranışlarla karşı karşıya kaldıklarını, sırf cinsel yönelimleri ve cinsiyet kimliklerinden dolayı ayrımcılığa maruz bırakıldıklarını biliyoruz.

Homofobi probleminin sadece LGBT kişilerin değil aynı zamanda heteroseksüel kadın ve erkeklerin de meselesi olduğu gerçeğinin bilincindeyiz.

Katılımlarınızı bekliyoruz…

Türkiye'deki Lezbiyen, Gey, Biseksüel, Trans (LGBT) topluluğunun örgütlenme ve ifade hürriyetinin gelişmesi ve ayrımcılığa uğramamaları yönünde önemli adımlardan biri olan Uluslararası Homofobi Karşıtı Buluşma’nın şehirlerde ve kampüslerdeki etkinliklerine katılmanızı ve katkılarınızı bekliyoruz.

Homofobiye Karşı Yürüyoruz!

17 Mayıs Pazar günü Türkiye’nin başkenti Ankara’da Homofobiye Karşı Yürüyeceğiz.
Gelin 17 Mayıs’ta Ankara’da, hep birlikte Homofobiye Karşı Yürüyelim!





/Kaos Gey-Lezbiyen Kültürel Araştırmalar ve Dayanışma Derneği/


GMK Bulvarı 29/12, Demirtepe/Kızılay-Ankara

0312 230 0358