Orta Anadolu'da akrepler zehirli oldukları ve geleneksel olarak da lanetli ilan edildikleri için herhangi bir biçimde temas edilmeden öldürülürler. Bugüne kadar kimse akrep sokmasından ölmediği halde sebepsiz bir öfkeyle, görüldükleri yerde etraflarına küçük bir saman kümesinden dairesel bir ateş yakılarak zehirli iğnelerini kendilerine sokup kendi kendilerini öldürmeleri sağlanır akreplerin . Alevlerin yaydığı sıcağa dayanamayan zavallı hayvanlar bir süre sonra çektiği acıdan kurtulmak için yaşamlarını devam ettirebilmenin temel aracı olan zehirlerini yokolmak için kullanır ve kendi iğnelerini batırırlar kendilerine. Temiz iş!
Eşcinsellik ve ölüm/öldürme arasındaki ilişkiye baktığımızda çoğu zaman direkt olarak öldürülen eşcinseller, öldürmenin olanaklı olmadığı ya da göze alınamadığı durumlarda bütün yaşam alanlarında dayanılmaz bir baskı altına alınır ve bu baskı altında nefes alamamanın bir sonucu olarak kendi kendilerini öldürürler. Yaşadığımız coğrafyanın eşcinsellere sunduğu homofobik atmosferde boğulmamak için nefeslerini tuta tuta yaşayan eşcinsellerin kendi iğnesiyle kendisini öldürmek zorunda kalan akreplerin hüzünlü öyküsünden ne farkı var?
Geçtiğimiz günlerde Lambdaistanbul'un kapatılması ile ilgili karardan sonra yapılan basın toplantısında Pınar Selek "Lambda kaç eşcinseli intiharın eşiğinden döndürdü?" gibi bir soru sordu. Bu soru basın açıklamasını daha etkileyici kılmak için sorulan bir soru değil, bizzat hayatın içinden sorulan, Lambda'nın bir kurum olmanın ötesinde bir yaşam dayanağı olmasından beslenen bir soruydu. Lambdaistanbul, 90'lı yılların ortalarından bu yana başta İstanbul olmak üzere tüm Türkiye'de yaşayan eşcinsellerin yaşamlarını diğer insanlar gibi devam ettirebilmesi amacıyla faaliyetler yürüten bir lezbiyen, gey, biseksüel, travesti,transeksüel (LGBTT) örgütü. Uzunn bir süredir Eşcinsel Danışma Hattı altında tümüyle gönüllü çalışanlarca yürüttükleri bir faaliyetleri var ki Pınar Selek'in sorduğu sorunun karşılığı ve anlamı en çok bu çalışmada saklı. Lambdalılar herhangi bir ücret almadan, Türkiye'nin heryerinden aranabilen bu hattın diğer ucunda dünyada kendisinden başka eşcinsel olmadığını zanneden insanların "kimse"si olmaya çalışıyor ve bunu başarılı bir biçimde yürütüyorlar da. Üstelik hattın bir ucunda çağrıları yanıtlayan Lambda üyeleri bu konuda özel bir de eğitimden geçiriliyor ve olabildiğince profesyonellikle yürütüyorlar "gönüllülük" esasına dayalı bu hizmetlerini.
Danışma hattını arayanların profiline baktığınızda (hattı arayan kişilerin şahsi bilgileri istenmiyor, kendiliğinden verilmesi durumunda da Lambda tarafından kimseyle paylaşılmıyor) yalnızlık içinde, kimliğiyle yüzleştiği anda ne yapacağını bilemeyen, ne yapacağını bilse bile bunu nasıl yapacağını bilemeyen eşcinseller arıyor Lambda'yı. Pınar Selek'in sorusuna geri dönecek olursak birçoğu "intiharın eşiğinde" olan insanlar aslında. Çevrelerine yakılan ateşin kavuruculuğuna dayanamayan, nefes alamadıkları bir toplumsal-yasal çerçeve içinde bir an kısa da olsa nefes almak isteyen insanlar.
Bugün yasa Lambda'yı "ahlaksız" bulduğu için kapattığında bu insanlar için devlet bir danışma hattı kurabilecek mi? Bu danışma hattı kurulsa bile Lambda'nın verdiği hizmetin profesyonelliğine ve samimiyetine ulaşabilecek bir hizmet verilebilecek mi? Yoksa devlet zaten ahlaksız addettiği vatandaşlarını yokedemediği için yalnızlığa, kimsesizliğe mahkum ederek kendi kendilerine yokolmalarını mı sağlayacak? Eğer hedeflenen bu değilse Lambda kapatılmamalı, kapatılamamalı!
Lambdaistanbul Eşcinsel Danışma: (212) 244 57 62
(Danışma hattı çarşamba, perşembe, cumartesi ve pazar günleri saat 17:00-19:00 arası hizmet veriyor)
.